SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

EYMAN VE’N-NUZUR BAHSİ

<< 3244 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ خَالِدٍ حَدَّثَنَا الْفِرْيَابِيُّ حَدَّثَنَا الْحَارِثُ بْنُ سُلَيْمَانَ حَدَّثَنِي كُرْدُوسٌ عَنْ الْأَشْعَثِ بْنِ قَيْسٍ أَنَّ رَجُلًا مِنْ كِنْدَةَ وَرَجُلًا مِنْ حَضْرَمَوْتَ اخْتَصَمَا إِلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي أَرْضٍ مِنْ الْيَمَنِ فَقَالَ الْحَضْرَمِيُّ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ أَرْضِي اغْتَصَبَنِيهَا أَبُو هَذَا وَهِيَ فِي يَدِهِ قَالَ هَلْ لَكَ بَيِّنَةٌ قَالَ لَا وَلَكِنْ أُحَلِّفُهُ وَاللَّهُ يَعْلَمُ أَنَّهَا أَرْضِي اغْتَصَبَنِيهَا أَبُوهُ فَتَهَيَّأَ الْكِنْدِيُّ لِلْيَمِينِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَا يَقْتَطِعُ أَحَدٌ مَالًا بِيَمِينٍ إِلَّا لَقِيَ اللَّهَ وَهُوَ أَجْذَمُ فَقَالَ الْكِنْدِيُّ هِيَ أَرْضُهُ

 

Eş'as b. Kays (r.a)'den rivayet edildiğine göre;

 

Kinde ve Hadramevt'den olan iki adam, Yemen'deki bir arazi konusunda Rasûlullah (s.a.v.)'in huzurunda davalaştılar. Hadramlı:

 

Ya Rasûlallah! Benim arazimi bunun babası gasbetti. O, (şu anda) bunun elindedir, dedi.Rasûlullah (s.a.v.):

 

"Delilin var mı?" buyurdu.

 

Hayır, fakat o'nun; o arazinin benim olup, babasının benden gasbettiğini bilmediğine, Allah adına yemin etmesini istiyorum.

 

Kindî, yemin etmeye hazırlandı. Hz. Nebi (s.a.v.):

 

"Yemin ederek bir mal'a sahip olan kimse, Allah (c.c)'ya ancak elleri ayakları kesik olarak varır." buyurdu. -Bunun üzerine Kindeli: ;- Arazi onundur, dedi.

 

 

İzah:

Dârimî, fadâilu'l-Kur'an; Ahmed b. Hanbel, V, 212, 213, 284, 285.

 

Ahmed b. Hanbel'in MiisnecTinde, Adiyy b. Umeyre tarafından rivayet edilen ve buradaki hadiseye benzeyen bir ha­berde Kindeli olan şahsın adının İmriü'I-Kays olduğu belirtilmektedir. An­cak bu, meşhur şair Îmriü'1-Kays değildir.

 

Kinde; Arabistan'ın güneyinde cahiliye devrinde yaşayan bir kabiledir. Babalarının adına nisbetle bu ismi almışlardır. Bunlardan bir kısmı Amr b. el-As'la birlikte Mısır'a gitmişlerdir. Meşhur filozof Kindî, şâir Ebu'1-A'lâ el-Maarrî ve İmriü'1-Kays bu kabileye mensupturlar.

 

Hadramevt, Arabistan Yarımadasının güneyinde, Yemen'de bir yerin adıdır. Eski Hımyerîlerin merkezi idi. Bu bölgeye mensup olan kişilere "Hadramî" denilir.

 

Hadiste konu edilen hâdise Eş'as b. Kays tarafından rivayet edilmekte­dir. Eş'as, bundan evvelki İbn Mes'ûd hadisindeki bir yahudi ile nizâh ara­zisi olup, Rasûlullah'a davacı olan şahıstır. Ancak, olaylar arasında o kadar fark var ki, iki hâdisenin aynı olduğunu söylemek mümkün değildir. O hal­de, İbn Mes'ûd tarafından rivayet edilen önceki haber ile üzerinde durduğu­muz haber ayrı ayn iki hâdiseye aittirler. Zaten önceki haberde davacı duru­munda olan Eş'as Kindelidir. Burada ise davacı olan Hadramhdır. Kindeli ise davalıdır.

 

Bu haberin muhtevası, metinde açıkça görüldüğü gibi bir arazi davası­dır. Şahıslardan birisi arazisinin hasmının babası tarafından zorla elinden alındığını iddia ile Rasûlullah'a dava etmiştir. Hz. Nebi, davaciya id­diasını isbat için delilinin olup olmadığını sormuştur. Delilden maksat iki şahittir.                        

 

Davacı, şahidinin olmadığını fakat, hasmının "Vallahi, bu arazinin onun olup babamın gasbettiğini bilmiyorum" diye yemin etmesini istediğini söy­ledi. Kindeli, teklif edilen yemine hazırlanınca Hz. Nebi (s.a.v.); yalan yere yemin ederek bir mala sahip olan kişinin, Allah'a "eczem" olarak va­racağını haber verdi.                                                

 

Eczem: Eli ayağı kesik, bereketi, delili ve hareketi olmayan, cüzzamlı gibi manalara gelir.

 

Tıybî;"Eczemü'I-huccet; konuşacak dili, elinde delili olmayan demek­tir. Yani, onun bir müslümamn malını zulmen alması ve yalan yere yemin etmesi konusunda kendisini savunacak delili yoktur." der.

 

Bunlardan hangisi alınırsa alınsın, yalan yere yemin ederek, bir başka­sının malını alan kişinin âhirette büyük azaba uğratılacağı anlaşılmaktadır.

 

Kindeli şahıs; yalan yere yemin konusundaki cezanın şiddetini öğrenin­ce yemin etmekten vazgeçmiş ve arazinin hasmına ait olduğunu kabul etmiştir.